15 Eylül 2012 Cumartesi

            Hani derler ya her güzel şeyde biraz hüzün vardır. Yalan aslında. Sadece biz üzülmeden yapamayız. Güzel bir şeyi elde etmek için çabalamak lazımdır ve başardığımızda ise düşündüğümüz tek şey bu yolda yaptıklarımız olur. Böylesine çabalamak bizi yormuştur. Biz de yorulduğumuz için üzülürüz, çabaladğımız için üzülürüz. Fedakarlık yaptığımızı düşünür, kaybettiğimize üzülürüz.Elde ettiğimiz şeyin güzelliğine kapılmayız hayır, gülümseriz ama buruktur.
            Bir anne düşünün oğlunun büyümüş iş sahibi olmuş evlenmiş olduğunu da. Bu anne çocuğuna baktığı zaman gördüğü şey gençliğinin yitişidir, oğlunun ilk grip olmasıdır, kabakulağı ne kadar ağır geçirişidir, eve düşüp gelmesi, karnesindeki ilk zayıfı, babasına karşı çıkması, geliniyle kavga edişidir. Peki böyle mi olmalıdır? Bu kadının çocuğuna baktığı zaman hatırlaması gereken şey ilk yürümesi, anne demesi, okumayı öğrendiği günkü sevinci üniversiteyi kazanması evlendiği gün yüzüne yansıyan mutluluk olmalıdır. Bu kadının hüzünlü olması kendi hatasıdır.
            Mutlu olmak bizim elimizdedir.

Hiç yorum yok: